dini değerlere önem veren, vejetaryen bir hayvan hakları savunucusu
olarak, inananlar tarafından ibadet niyetiyle yapılmasına rağmen son derece
yanlış uygulanması nedeniyle, tarafımdan bayram değil, yalnızca travma yaşamadan
atlatılması gereken dönem olarak algılanan disiplin.
hayvan hakları savunucusu
olarak bu hususta yazmamak vicdanımı yaralayacağından, son derece zor geçirdiğim
bu dönemde, tüm enerjimi toplayarak işbu entryyi girmekteyim.
her ne kadar
dini değerleri benimseyen hayvan hakları savunucusu, hayvansever olmadığı gibi
yaygın bir görüş hakim olsa da, kendimi bu görüşün bir istisnası olarak
belirtebilirim. sözlükte dini değerler, inançla ilgili yazmamamın sebebi,
sözlükte dini değerlere yönelik yaygın tepkidir, şöyle ki, dini değerlere daha
fazla hakaret edilmesini sağlamak isteyen çok sayıdaki troller yüzünden, dinle
ilgili her olumlu entry anında ters tepmekte, dine yönelik daha fazla olumsuz
tepki verilmesine yol açmaktadır. ben de her ne kadar samimi düşüncelerle
yazacak olsam da, sırf dine daha fazla saldırılmasın diye dini içerikte entryler
girmemekteyim. ancak, yukarıda da belirttiğim gibi dini önemseyen bir insanım.
özetle, kurban bayramına yönelik bu düşüncelerimin dindar kesimde yaygın
görüşün aksine, dini değerlere saldırmakla hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.
çünkü, maalesef, dindar kesimde hayvan hakları savunucularının kurban ritüelinin
yanlış uygulandığına, hayvanlara eziyet edildiğine yönelik düşünceleri, bu
ritüelin ihtiyaç sahiplerine başka şekilde yardıma dönüştürülmesine yönelik
önerileri dine saldırı olarak algılanmakta, bu düşüncelerin hayvanseverler
tarafından samimi duygularla, gerçekten hayvanların haklarının korunması
amacıyla dile getirildiğine inanılmamaktadır. hem inançlı bir insan, hem de
hayvanların haklarının korunması gerektiğine inanan aktif bir hayvan hakları
savunucusu olarak her iki kesimle de empati kurabilmekte, her iki kesimin de bir
birini dinlememesi, anlamaması sebebiyle her sene hayvan haklarının feci şekilde
ihlal edildiğine şahit olmaktayım.
dindar kesimin hayvanseverlerin
hayvanların acı çekmemesi için belirttiği önerilerin samimiyetine inanması
halinde zaten hayvan hakları adına bir sorun ortada kalmayacaktır bu kurban
döneminde.
her zaman belirttiğim gibi bir vejetaryen olarak ne kurban
döneminde, ne de diğer dönemlerde hayvanların tüketilmesini doğru bulmamaktayım,
inşallah öyle bir gün gelir ki, tüm insanlık vejetaryen olur. ama, şu anda böyle bir durum
sözkonusu olmadığından, insanlık muhtemelen daha uzun yıllar et tüketmeyi
bırakmayacağından, en azından halihazırda hem kurban'da, hem de normal dönemde
eziyet edilerek, acı çektirilerek öldürülen canların şoklama yöntemi ile acısız kesim uygulamak suretiyle kesilmesi hayvan haklarına çok
daha uygun olacaktır.
kurban döneminde tv-ye bakmam, evden çıkmam,
pencereden bile dışarıya bakmam, haberleri izlemem, gazete okumam, büyük bir
üzüntü içinde bu dört günlük, bana göre işkence döneminin bir an önce bitmesini
beklerim. bunun sebebi de her yıl, büyük bir bilinçsizlikle can taşıyan
hayvanları işkence ederek, kaçıyorsa bacaklarını keserek, bıçağı batıra batıra,
kör bıçaklarla, acı çektirerek öldürmelerine tahammül edemeyişimdir.
kural
olarak, kimse, kendi bahçesinde, sokakta, otobanlarda hayvan kesmemeliyken, her
zaman istisna kurala galip gelir ve her sene zavallı hayvanlar acemi kasaplar
elinde, acı çektirilerek can verir.
önemli: her sene kurbanda hayvanlara acı
çektirilmesinin önlenmesi, böylece canların çektiği acılar nedeniyle
hayvanseverlerin travma yaşamasının önünün alınması için kesimler mutlaka bu
amaçla ayrılan mezbahalarda ve şoklama yöntemi uygulamak suretiyle
gerçekleştirilmeli. diyanet işleri başkanlığının da cevaz verdiği bu yöntemde
hayvanlar kesimden önce elektrikle duyarsızlaştırılmakta, böylece kesim
yapılırken acı hissetmemektedirler.